Lüksün Kralı Yüzünü ABD’ye çevirdi
● Talebin artmasıyla, Tiffany ve Louis Vuitton’un ana şirketi ABD’de çırak yetiştiriyor.
Hazırlayan James E. Ellis
Tiffany&Co.’nun New York’taki mücevher atölyesinde bir öğleden sonra, birçok çalışan altın nişan yüzüklerini törpülerken, bir yandan da her çalışma masasına yerleştirilen küçük bir vakum, törpülenen altın tozunu emerek eritip geri dönüştürüyor. Bu durum bu alanda çalışan zanaatkârların yüzlerce yıldır izlediği süreçten pek de farklı olmayan, yavaş ve titiz bir iş. Her çalışma alanında, masanın göz seviyesinin hemen altında tutturulmuş, ortası ‘V’ şeklinde oyulmuş küçük bir ahşap blok var. Buna tezgâh takozu deniyor ve kuyumcular halkaları törpülemek için buraya yerleştiriyorlar.
Daha deneyimli zanaatkârların tezgâh takozları o kadar yıpranmış oluyor ki neredeyse dalgaların sürüklediği odun parçaları gibi görünüyorlar. Ancak bazılarında sadece birkaç çentik vardır, bu da o aparatı kullananların görev süresinin, başka bir deyişle çırak olduklarının bir işareti.
Bugün mücevher atölyesinde çalışan yüzük yapımcılarından ikisi, Tiffany’nin iki yıllık çıraklık programındaki sekiz stajyer arasında yer alıyor. LVMH Moët Hennessy Louis Vuitton SE ve Tiffany, çıraklara teorik ve teknik eğitim vermek için New York Moda Teknoloji Enstitüsü ve Manhattan’daki bir ticaret okulu olan Studio Jewelers ile işbirliği yaptı. Ayrıca Tiffany’nin usta mücevhercilerinin yanında çalışarak uygulamalı bir şekilde deneyim kazanıyorlar. Bu yılın başlarında Tiffany, Rhode Island Tasarım Okulu’nda ders alan yedi çırak için bir başka program daha başlattı.
Stajyerler programdayken maaş alıyorlar
ve eğer yeteneklerini istenen ölçüde geliştirirlerse, Tiffany’de kalma ve lüks mücevherler üretme fırsatına sahip oluyorlar. Tiffany’deki mücevher inovasyonundan sorumlu olan ve Manhattan’daki atölyenin başında bulunan Dana Naberezny, çalışma tezgâhları arasında yürüyerek büyükbabasının da kullandığı dâhil olmak üzere duvara asılı çekiç benzeri aletleri gösterirken, “Yeni nesil zanaatkârlara detayların ne kadar önemli olduğunu öğretiyoruz” diyor.
Yeni nesil lüks zanaatkârları eğitmek, Tiffany’nin ana şirketi LVMH için kritik bir görev haline geldi. Fransız holdingi LVMH, Tiffany dışında; Louis Vuitton, Christian Dior ve birçok diğer markanın da sahibi.
Dünyanın en büyük lüks şirketi, rağbet gören el çantaları, ayakkabılar ve mücevherlerin üretimini tehdit eden bir çalışan sıkıntısıyla karşı karşıya. Bu durum yüksek kaliteli el yapımı ürünlere olan güçlü talep ile kariyer anlamında zanaatkârlığa olan ilginin azalmasını dengelemekte sektörün yaşadığı zorluğun altını çiziyor.
LVMH, 2025 sonuna kadar 22 bin çalışan açığının olacağını tahmin ederken; bu rakam rekor bir eksikliğe işaret ediyor. Açık pozisyonların yaklaşık üçte ikisinin, LVMH’nin lüks mağazalarındaki satış elemanları ve dünyanın dört bir yanındaki otellerinde çalışan personel tarafından doldurulması gerekiyor. Geri kalan üçte birlik kesim ise zanaatkârlar ve tasarımcılardan oluşuyor. Bu daha küçük bir rakam, ancak birçok açıdan şirketin ele alması gereken daha önemli bir konu. LVMH’nin en çok beğenilen ürünlerinin (Tiffany nişan yüzüğü, Loewe deri çanta, Hublot saat veya Loro Piana kazak) cazibesinin büyük bir kısmı, en azından kısmen el yapımı olmalarından kaynaklanıyor. Zanaatkârlık, ürünlerin yüksek fiyatlarının ve bazıları bir asırdan daha önce kurulmuş olan markalarının mirasını onurlandıran, şirket pazarlama planının temelini oluşturan kimliğin bir parçası.
LVMH ve diğer lüks markaların satış hızında son dönemde görülen yavaşlamaya rağmen, üst düzey ürünlere yönelik talep pandemi öncesine kıyasla çok daha güçlü. Bu durum, yüksek kalitedeki lüks mücevherleri lehimlemeyi ve ayarlamayı bilen, çoğu insanın aylık kirasından daha pahalıya mâl olan el çantalarını kusursuz bir şekilde diken ya da deri ayakkabıları sıfırdan monte edebilen insanların sayısında on yıllardır süren gerilemeyle ters düşüyor.
Her yeni nesilde, ABD ve Avrupa’da git gide daha fazla çalışan bu tür el işlerinden uzaklaşarak bilgi ekonomisi olarak bilinen alanla bağlantılı pozisyonları tercih etmeye başlıyor. LVMH, önümüzdeki yıllarda binlerce zanaatkârın kariyerini güçlendirmek amacıyla uygulamalı eğitimi artırarak çalışan açığını gidermeye çalışıyor. Paris’te bulunan ve LVMH’nin Métiers d’Excellence olarak bilinen çıraklık programını yürüten Alexandre Boquel “İnsanlar eğitilmiyor. Onları bulmamız ve eğitmemiz gerekiyor” diyor. Çıraklık eğitiminin amacının grubun bilgi birikimini sürekli kılmak olduğunu ifade eden Boquel, “Eğer ben ve meslektaşlarım, holding için vasıflı çalışanlardan oluşan bir düzen oluşturmakta başarılı olamazsak, mevcut büyüme seviyeleri sürdürülemez” diye ekliyor.
Yetenekli zanaatkârları işe almanın zorluğu, diğer lüks şirketlerin büyüme hızını şimdiden engelliyor. Takım elbise üreticisi Raffaele Caruso SpA’nın CEO’su Marco Angeloni, “İnsanları işe almak için umutsuzca çabalıyoruz. Geçtiğimiz yıl boyunca bu benim bir numaralı baş ağrım oldu” diyor. Caruso İtalya’nın Parma şehrinde bulunuyor ve dünyanın en lüks markalarından bazıları için 5 bin dolara kadar satılabilen takım elbiseler üretiyor. Şirketin toptan da sattığı
takım elbiseleri çalışanların elle dikmesi yaklaşık dokuz saat sürüyor.
Angeloni, salgının çalışan açığını daha da artırdığını söylüyor. Çünkü İtalya ve diğer yerlerdeki birçok şirket geçici olarak üretimlerini kapattı veya azalttı, birçok üst düzey zanaatkâr erken emekliliğe ayrıldı ve genç çalışanlar diğer sektörlerde çalışmak zorunda kaldı. Ayakta kalamayan küçük atölyeler tamamen kapandı.
Angeloni, Kovid-19 sırasında “resmi giyimin sonu gelmiş gibiydi, herkes ceketin öldüğünü düşünüyordu” diyor. Pandemide sona gelindikçe talep arttı. O zamana kadar Caruso daha az eleman çalıştırıyordu ve Angeloni üretiminin bir kısmını genellikle yaptığı gibi dışarıya yaptıramıyordu; birçok küçük fabrika yok olmuş ya da kendi üretim kaynaklarını garanti altına almak isteyen büyük lüks markalar tarafından satın alınmıştı. Angelino “Talep tekrardan canlandığında ise, insanlar işe geri dönmek için beklediğimiz kadar heyecanlı değildi. Birçoğu yaşam tarzlarını ya da sektörlerini değiştirmişti” diyor. Angeloni, yılın başından bu yana Caruso’nun 450 kişilik kadrosuna, yeni gelenleri eğitmek için emekliliği bırakmalarını istediği iki kıdemli kişi de dâhil olmak üzere 45 işçi ekledi. Fakat bu yeterli değil. Angeloni’ye göre şirketin yeterli personeli olsaydı, satışlar bu yıl geçen yıla göre yüzde 70 oranında artabilirdi. Bunun yerine satışların yüzde 30 oranında artacağına dikkat çeken Angeloni “Hem bizim için hem de markalar için fırsat kaçırıldı” diyor.
İsviçreli lüks ayakkabı şirketi Bally’nin CEO’su Nicolas Girotto “Zanaatkârlar için sürekli olarak yaklaşık 5 ila 10 arası boş pozisyon bulunuyor. İşe alımlar istenilen hızda gerçekleşemediği için, şirket her bir zanaatkârının tek bir alanda uzmanlaşması yerine ayakkabıcılık sürecindeki birkaç adımı öğrenmesine odaklandı. Bally’nin en yüksek kalite ayakkabılarını üretmek için 250 kadar ayrı adım gerekiyor. İsviçre’nin Lugano şehrinde bulunan atölyede çalışan 100 kadar zanaatkârın yaklaşık yüzde 20’si birden fazla görev için eğitildi. Ne kadar çok beceriye sahip olurlarsa, hem şirket için hem de kendileri için o kadar iyi olur” şeklinde konuşuyor.
LVMH’nin, potansiyel stajyerlerin ilgisini öğrenciyken çekmeyi ve programın zaman içinde daha fazla işi ve coğrafyayı kapsayacak şekilde genişletilmesini odağa koyan çıraklık stratejisinin kuyumcu olmak için pazarlama eğitimi veren lüks sektöründeki diğer yöneticiler tarafından da yakından izlenmesi bekleniyor. Fransız devi, 2018’de 180 iken bu yıl 700 çırak yetiştiriyor ve gelecek yıl için daha fazlasını hedefliyor. LVMH’nin yeni çıraklarının üçte biri yeniden beceri kazanırken, yani pazarlama eğitimi alan bir ürün şefinin bir mücevherci olması gibi mevcut meslekleri ile az bağlantılı yeni beceriler öğreniyorlar. Pandemiden önce bu rakam yüzde 10 civarındaydı.
Bu sıçramayı, salgın sırasında Fransa’da ve başka yerlerde ortaya çıkan, dijital dünyanın hayatımız üzerindeki hakimiyetini azaltma arzusuna bağlayan Boquel “Fransa’da pek çok insan ‘Ellerimle bir şeyler yapmak için çok dokunsal bir şeye geri dönmem gerekiyor’ diye düşünüyor. Mücevherciliği meslek olarak edinmek için, 40-45 yaş arası bu kadar çok kişinin bizimle iletişime geçtiğini görmek şaşırtıcıydı” diye konuşuyor.
Boquel’in işinin bir parçası da LVMH ve 75 markasında mevcut olan iş olanaklarının genişliğini duyurmak. Örneğin Fransa ve ABD’deki liselerde gençleri fırsatlarla tanıştırmak için atölye çalışmaları düzenliyor. Boquel, “İnsanlar bu mesleklerin yüzde 1’ini bilmiyor. LVMH’de Hennessy’nin konyak fıçıları için hattatlar ve Berluti’de ‘paroir’ adı verilen bıçak benzeri bir aletle gürgen ağacından ayakkabı kalıbı yapan zanaatkârlar da dâhil olmak üzere 280 pozisyon var” diyor.
Bu zanaatkârlar daha sonra kalıbı bir törpüyle törpüleyip düzeltiyor, ardından zımpara kâğıdı kullanıyor. Berluti’nin internet sitesine göre bu işlem ‘ayakkabının zarif çizgisini’ vurguluyor. Markanın bir çift Oxfords modeli yaklaşık 2 bin 500 dolara satılıyor.
LVMH’nin mevcut stajyerlerinin çoğu Fransa, İtalya ve İsviçre’de bulunuyor ve şirket, iki Tiffany programına ek olarak daha fazla çıraklık eğitimi başlatmayı planladığı ABD de dâhil olmak üzere diğer ülkelere doğru genişliyor.
Washington’daki bir düşünce kuruluşu olan Urban Institute’da otuz yıldır çıraklık eğitimini araştıran Prof. Robert Lerman, çıraklık eğitiminin Fransa, Almanya ve İsviçre gibi ülkelerde geleneksel ve hâlâ yaygın bir çalışan yetiştirme yöntemi olduğunu, ancak ABD’de çok daha az yaygın olduğunu söylüyor. Lerman, Emmanuel Macron yönetimindeki Fransa’nın çıraklık eğitimlerini başarılı bir şekilde genişletmek için her yıl milyarlarca dolar harcadığını, ancak ABD’nin yılda yalnızca yaklaşık 300 milyon dolar yatırım yaptığını hatırlatıyor. Lerman “ABD’deki çıraklık eğitimlerinin çoğu inşaat işçileri, elektrikçiler ve tesisatçıların eğitimine odaklanıyor. LVMH’nin uygulaması başarılı olursa, bu sektördeki diğer firmalar için harika bir örnek olacaktır. Bu yaparak öğrenmektir. Sadece bir sınıfta eğitim alarak mücevher yaratamazsınız” şeklinde konuşuyor.
Fransa’da bir çıraklık programına başlamak ABD’ye kıyasla nispeten daha kolay. Şirketlerden alınan çıraklık vergisi, çırak yetiştirme maliyetini finanse ediyor ve işverenler stajyerlerin ücretlerini ödüyor. Ayrıca moda sektörüne bağlı çok sayıda okul var ve bu da LVMH’nin eğitim programları oluşturmasını ve potansiyel çıraklarla iletişime geçmesini kolaylaştırıyor. Baquel
“ABD’de Fransa’nın konseptinden esinlenerek tamamen sıfırdan bir şey inşa etmek zorundaydık” diyor.
İÇİNDEKİLER
tr-tr
2023-12-08T08:00:00.0000000Z
2023-12-08T08:00:00.0000000Z
https://businessweektr.pressreader.com/article/281874418183023
CINER MEDIA GROUP - C Görsel Yayınlar A.Ş.
