Basel Kuşatmasını Yarmak
Wall Street, Amerikalıları sırlarla dolu küresel bankacılık kurallarını önemsemeleri gerektiğine ikna etme çabalarını artırıyor.
EDİTÖRÜN NOTU: Düzenleyiciler büyük bankaların sermayelerini güçlendirmelerinin finansal sistemi daha dayanıklı hale getireceğini söylerken, bankalar bunun yeni kredilerin yaratılmasını engelleyeceği konusunda ısrar ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda birçok girişimci ellerinde, “Küçük İşletmeler Üzerindeki Baskıyı Durdurun” yazılı pankartlarla ABD Kongre Binası’ndan geçerek temsilcilerinin ve senatörlerinin kapılarını çaldı. Söz konusu düzenlemelerin konsinye satış mağazaları, pizza lokantaları, oto kaportacıları ve daha birçok işletmenin kârını azaltacağı konusunda ısrar ediyorlar. New Hampshire’da bir gelinlik butiği sahibi olan Dina Akel LinkedIn’de, “Bu teklif borçlanma maliyetlerini artıracak, küçük işletmelerin daha fazla işçi çalıştırmak için gerekli finansmanı sağlamasını ve çiftçilerin gelecek yılki mahsulleri için kredi almasını zorlaştıracak” diye yazdı.
Küresel bankacılığın temel kuralları genellikle New York, Londra ve Zürih’teki birkaç yönetim kurulu odası dışındaki insanları pek heyecanlandırmaz. Ancak finans dünyası Basel III Endgame olarak adlandırılan ve on yıldan uzun bir süre önce 2008 finansal krizine yanıt olarak başlatılan uluslararası bir revizyonla bağlantılı ABD önerilerini tartışırken, Wall Street lobicileri aşırı hızda çalışıyor ve ABD kamuoyunu da kendileriyle aynı yöne sürüklemeye çalışıyor.
JPMorgan CEO’su Jamie Dimon Eylül ayında yatırımcılara konuyla ilgili, “Gerçekten neyi başarmak istediklerini bilmek isterdim. Eğer bankaların asla batmamasını istiyorlarsa, bu bunu sağlamayacak” demişti.
ABD’li gözlemciler tarafından onaylanması halinde kurallar, büyük bankaların yeni bir krizden sağ çıkabilmelerini sağlamak için
sermaye tamponlarının neredeyse yüzde 20 oranında artırılmasını gerektirecek. Fed ve diğer düzenleyiciler, değişikliklerin bu yıl orta ölçekli bankaların erimesi gibi durumları önlemeye yardımcı olabileceğini söylüyor. Bankacılar, son yıllarda uygulanan çeşitli kurallar uyarınca, finansal kriz öncesine kıyasla halihazırda iki kat daha fazla rezerv tutmaları gerektiğini belirtiyorlar. Bloomberg Intelligence’a göre, şu anda 145 milyar dolar fazla sermayeye sahipler ve bu miktar yeni kurallarla silinip gidecek.
Bir grup Amerikan futbolu (NFL) maçı sırasında bir reklam spot yayınlarken, finans basını tekliflerin vereceği zararı ilan eden reklamlarla dolup taşıyor. Goldman Sachs da yürüttüğü bir küçük işletme programının katılımcılarını kurallarla mücadeleye yardım etmeye çağıran e-postalar gönderiyor. Gelinlik dükkânı sahibi Akel ve son haftalarda Kongre Binası’na akın eden diğerleri de dâhil olmak üzere pek çok kişi bu çağrıya kulak verdi.
Tartışmanın merkezinde sermaye oranı olarak bilinen ve bankaların beklenmedik kayıpları karşılamak için ne kadar parayı tampon olarak tutmaları gerektiğini belirleyen bir rakam var. Daha yüksek sermaye gerekliliklerinin bankaların kredi vermekten elde ettikleri kârı azaltacağı konusunda genel bir mutabakat var, ancak düzenleyiciler, bireysel borçlular için faiz oranlarını anlamlı bir şekilde yükseltip yükseltmeyeceğinin belirsiz olduğunu söylüyorlar. Açık olan bir şey var: Wall Street, küçük işletmelere ve ev sahiplerine verilen kredilerin azalma potansiyeline odaklanıyor çünkü bu, Washington’daki politika yapıcıların ilgisini, teklifin en doğrudan ilk etkisinden (kredi verenlerin hisselerini geri satın alma kabiliyetine etkili bir sınır) çok daha fazla çekiyor.
Bankaların nihai hedefi, Fed, Federal Mevduat Sigorta Şirketi (FDIC) ve Para Birimi Denetleme Ofisi’nin (OCC) Temmuz ayında açıkladığı 1.087 sayfalık teklifi geçersiz kılmak ya da önemli ölçüde yeniden şekillendirmek. Kısacası, uygulamayı ertelemek istiyorlar. Konuyla ilgili bilgi sahibi olan bir kaynağa göre, düzenleyiciler şimdiden görüşler için son tarihi Kasım sonundan Ocak ortasına kadar uzattı ve bankalar ve ticaret grupları 100 sayfayı aşan itiraz dosyaları derlemeye başladı. Diğer kaynaklara göre ise, eğer bu başarısız olursa, düzenleyicilere karşı yasal işlem başlatmayı düşünüyorlar. Hukuk firması Covington & Burling’in ortaklarından Randy Benjenk, “Büyük ABD bankalarının ihtiyatlı düzenleyicilerine karşı medyada bu kadar güçlü bir duruş sergilediklerini görmek oldukça nadirdir. Bu teklif onlar için kırmızı çizgiyi aşıyor” diyor.
Fed’in denetimden sorumlu başkan yardımcısı Michael Barr, son aylarda finansal krizin yarattığı hasar göz önüne alındığında bankaların sermaye pozisyonlarını güçlendirmeye devam etmeleri gerektiğini savundu: 6 milyon aile evlerini haciz nedeniyle kaybetti ve 10 milyon insan yoksulluğa düştü. Ve şimdi ellerinde tutmaları gereken ek sermayeye rağmen, finans şirketlerinin hala son derece kârlı olduğunu da ekliyor. Haksız da değil: ABD’nin en büyük altı bankası geçtiğimiz 10 yılda 1 trilyon dolar kazanç elde etti.
Basel’e karşı argümanlarını ortaya koymaya çalışan banka yöneticileri, konut ipotekleri için önerilen değişikliklere odaklandılar. Kurallar, daha az peşinat ödeyenler de dahil olmak üzere bazı konut kredileri için risk ağırlıklarını yükseltecek, yani bankalar bu varlıklar için daha fazla para tutmak zorunda kalacak.
Ancak Wall Street’in devleri nadiren etkilenecek türden düşük peşinatlı krediler veriyor. Ve son yıllarda, ABD’deki konut kredisi işinden büyük ölçüde dışlandılar; sektörün yayın organlarından Inside Mortgage Finance’e göre, hiçbir banka ipotekli konut kredisi piyasasının yüzde 3’ünden fazlasına sahip değil. Bu dev bankalar, United Wholesale Mortgage LLC ve Rocket Cos. gibi bankalarla aynı sermaye gerekliliklerine tabi olmayan banka dışı kredi kuruluşları tarafından devre dışı bırakıldı. Banka yöneticileri, kuralların geniş ticaret ve yatırım bankacılığı operasyonlarını nasıl etkileyeceği konusunda daha az ses çıkardılar ki düzenleyicilerin teklifine göre muhtemelen bu alanlarda çok daha büyük bir etki hissedecekler.
Bir de Wells Fargo & Co. var. Banka yakın zamana kadar konut kredisi alanında en büyük bankaydı. Ancak tekliflerden önce bile geri çekilmeye başlamıştı ve banka yöneticilerinin bu alana geri dönmeye pek niyeti yok. Wells Fargo’nun tüketici kredileri CEO’su Kleber Santos, kural değişikliklerinin bankanın mortgage stratejisi üzerinde çok az etkisi olacağını söylüyor. Santos, “Düzenleyicilerimizin vereceği bu karar özelinde konuşmak gerekirse, eğer bu karar verilirse ve verildiği zaman, bunun konut kredisi işinde yaptıklarımız üzerinde gerçekten çok fazla değişiklik yapacağını düşünmüyorum” diyor.
“Eğer bankaların asla batmamasını istiyorlarsa, bu bunu sağlamayacak”
İÇİNDEKİLER
tr-tr
2023-12-08T08:00:00.0000000Z
2023-12-08T08:00:00.0000000Z
https://businessweektr.pressreader.com/article/282029037005679
CINER MEDIA GROUP - C Görsel Yayınlar A.Ş.
