Business Week Turkey

Borsada “Muhasebe” Zamanı

2023 yıl sonu mali tabloları enflasyon muhasebesine göre düzenlenecek.

Haber: Tamer Arıcan

Türkiye tarihinde ikinci kez enflasyon muhasebesi uygulamaya hazırlanıyor. Gelir kaybı endişesiyle yeniden ertelenmezse 2023 yıl sonu mali tabloları enflasyon muhasebesine göre düzenlenebilir.

Mehmet Şimşek’in yabancı yatırımcılara geleceğini söylediği enflasyon muhasebesi Borsa İstanbul’da hangi hisse senetlerini daha fazla etkileyebilir? Faydalanacak ya da zorlanacak hisse senetleri hangileri olacak?

Borsada yılın son çeyreği ile birlikte şirketler mali tablolarında önemli değişikliklere yol açabilecek bir döneme girdiler. Yeni bir erteleme yapılmazsa 31 Aralık 2023 tarihli bilançolarda enflasyon muhasebesi uygulanacak. Türkiye’de enflasyon muhasebesinin şartları aslında 2021 yılında oluşmuştu. Ancak o dönem ekonomi yönetimi iş dünyasından gelen talepleri dikkate alarak enflasyon muhasebesinin uygulanmasını 2023 yıl sonuna ertelemişti. Geldiğimiz noktada Ankara kulislerinde enflasyon muhasebesine yönelik çalışmalar yapıldığı, bu sefer bir ertelemeye gidilmeyeceği konuşuluyor.

Enflasyon muhasebesi nedir?

Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde paranın satın alma gücündeki değişimler nedeniyle bilançoların parasal olmayan kalemleri gerçek değerlerini yansıtmazlar. Duran varlıklar, stoklar gibi kalemler elde edilme değerleriyle bilançoya girerler ve sonraki dönemlerde de o değerle bilançoda yer alırlar. Ancak yüksek enflasyon nedeniyle bu kalemlerin rayiç değeri artmıştır ve bilançodaki değer gerçeği yansıtmaz. Bu da bilançoların şirketlerin gerçek durumunu göstermemesine yol açar. Enflasyon muhasebesi ile bu kalemler gerçek değerlerine getirilerek şirketin durumunun daha sağlıklı şekilde görülmesi sağlanır.

Enflasyon muhasebesinin hangi koşullarda uygulanacağı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesinde yer alıyor. Buna göre ÜFE artışının son üç yılda yüzde 100’ün ve içinde bulunulan yılda yüzde 10’un üzerinde artması halinde enflasyon muhasebesi uygulanması gerekiyor. Türkiye’de Aralık 2021’de bu şartlar sağlandı. Ancak kanuna eklenen bir madde ile enflasyon muhasebesi iki yıl ertelenerek 31 Aralık 2023 tarihli mali tablolarda uygulanması hükme bağlandı. Enflasyon düzeltmesi şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın 31 Aralık 2023 bilançolarında uygulanacak. Kanun hükmüne göre enflasyon muhasebesi uygulanmaya başladıktan sonra iki şarttan biri gerçekleşmeyene kadar devam edecek. Ağustos 2023 itibarıyla baktığımızda son üç yıllık ÜFE artışı yüzde 430, yıllık ÜFE artışı da yüzde 49,41 düzeyinde bulunuyor. Bunun anlamı 2024 yılında da enflasyon muhasebesinin uygulanması gerektiği. Hatta ÜFE artışı tek haneye inene kadar da devam edeceği söylenebilir. Burada önemli bir not da eklemek gerekiyor. Fonksiyonel para birimi Türk Lirası dışında başka bir para birimi olan yani muhasebe kayıtlarını dolar, euro gibi başka para birimleriyle tutan şirketler enflasyon muhasebesi kapsamında olmayacak.

İş dünyası enflasyon muhasebesi istiyor

Enflasyonun şirketler üzerindeki en büyük negatif etkisi kâr rakamlarının olduğundan yüksek görünmesi ve bunun sonucunda yüksek vergi ödemeleri. Olmayan kârın vergisini ödedikleri için de zamanla şirketlerin işletme sermayeleri ve öz kaynakları erimeye başlar. Bu da finansman ihtiyacının daha da artmasına neden olur.

Bu yüzden sanayiciler artık enflasyon muhasebesinin uygulanmasının şart olduğu görüşünde. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kasım 2022’de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Enflasyon muhasebesi firmalarımız için zorunlu bir ihtiyaç haline geldi. İş dünyası olarak bu konuda gerekli adımların atılmasını bekliyoruz” dedi. Ardından da birçok ticaret ve sanayi odası başkanından Rifat Hisarcıklıoğlu’na destek geldi. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay da odanın Eylül ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada yüksek enflasyonun şirketlerin bilançolarında önemli değişikliklere sebep olduğunu belirterek “Enflasyon muhasebesi artık bütün işletmelerimiz için zorunlu bir ihtiyaç haline geldi” dedi.

“Şirketler elde etmedikleri kârın vergisini ödüyorlar. Bu da işletme sermayelerinin azalmasına yol açıyor. Aslında şirket fiktif olarak parayı kazanmış görünüyor, ama o para ortada yok.”

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ise enflasyon muhasebesinin gerekli olduğunu söylemesine karşın uygulamanın hayata geçmesi konusunda çok umutlu değil. İSO’nun en büyük 500 sanayi kuruluşunu açıkladığı toplantıda BloombergHT’ye konuşan Bahçıvan “Böylesine yüksek bir enflasyon bunun (enflasyon muhasebesi) gerekli olduğunu ortaya koyuyor. Ama bu konuda kamunun bir direnci var. Şu anda enflasyon muhasebesi noktasına girme adına bir hassasiyet içerisindeler” dedi. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan enflasyon muhasebesinin uygulanmayacağı yönündeki endişelerinde yalnız değil. TFG İstanbul Menkul Değerler Genel Müdürü Mete Yüksel de Bloomberg Businessweek Türkiye’ye verdiği röportajda enflasyon muhasebesiyle birlikte kârların düşeceğine, bunun da Kurumlar Vergisinde kayba neden olacağına dikkat çekti. Enflasyon muhasebesiyle ilgili somut bir açıklama görmediğini belirten Mete Yüksel sözlerine şu şekilde devam etti: “İçinde bulunduğumuz durumda, bütçenin desteklenmesi gereken bu ortamda enflasyona göre düzeltilmiş mali tablolar üzerinden bir vergi alınmasını güç görüyorum. Çok büyük bir fedakârlık gerektirir bu durum. Şu an bunun yapılması isteniyor mudur, ben emin değilim.”

Öte yandan enflasyon muhasebesinin bu sefer ertelenmeyeceğini, uygulanacağını düşünenler de var. EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı Abdulkadir Kahraman, birçok sektörün enflasyonun negatif etkilerini yaşadığını söyledi. “Şirketler elde etmedikleri kârın vergisini ödüyor. Bu da işletme sermayelerinin azalmasına yol açıyor.

Aslında şirket fiktif olarak parayı kazanmış görünüyor ama o para ortada yok” diyen Kahraman bu durumu bir örnek ile açıklıyor: “Eskiden 100 birim mal alıp satan bir şirket fiktif kârlarının vergilendirilmesi ve işletme sermayesindeki azalma nedeniyle üretimi belki 80’e belki 60’a indiriyor. Belki böyle giderse 40’a indirecek…” Bunun üretimi ve ticareti negatif etkilediği ifade eden Abdulkadir Kahraman, bu yüzden enflasyon muhasebesinin ertelenmemesi gerektiğini söylüyor.

Enflasyon muhasebesi daha çok kimleri etkileyecek?

Enflasyon muhasebesinde düzeltmeye tabi tutulacak parasal olmayan kıymetler ağırlıklı olarak bilançonun duran varlıklar ve öz sermaye kalemlerinde bulunuyor. Bunların dışında stoklar kalemi de enflasyon düzeltmesinden etkilenecek önemli kalemler arasında. En baştan şunu belirtmekte fayda var: Enflasyon düzeltmesi sonucunda ortaya çıkacak kâr ve zarar rakamları kâğıt üzerinde kalacak. Enflasyon uzun yıllardır birikmiş etkilerinin görüleceği 31 Aralık 2023 bilançosunda enflasyon düzeltmesi nedeniyle ortaya çıkacak kâr ya da zarar Vergi Usul Kanunu’na tabi olmayacak. Yani ortaya çıkan kârdan vergi alınmayacak, zarar ise geçmiş yıl zararı olarak görülmeyecek.

Şirketlerin bilanço yapıları enflasyon muhasebesinden nasıl etkileneceklerini belirliyor. Aktiflerini daha çok öz sermaye ile finanse eden yani öz sermayesi yüksek şirketler enflasyon düzeltmesinden zarar yazacak. Tam tersi aktiflerini borç ile finanse eden yani öz sermayesi düşük şirketler ise

Borsa İstanbul’da Yıldız Pazar’da yer alan şirketleri ele aldığımızda duran varlıklarının özkaynaklarına oranı en yüksek şirket Global Yatırım Holding olarak görülüyor.

enflasyon muhasebesinden kazanç sağlayacak. Yapı Kredi Yatırım Hisse Senedi Araştırma Bölüm Müdürü Görkem Göker, Haziran 2022’de hazırladığı raporda, bilançolarında parasal olmayan varlıkları yükümlülüklerinden fazla olan şirketlerin enflasyon muhasebesi düzeltmesi sonrası, mali tablolarında parasal kazanç elde etmelerinin beklendiğini belirtiyor. Görkem Göker’in enflasyon muhasebesi değerlendirilirken altını çizdiği iki uyarı var. Bunların ilki, enflasyon muhasebesinin etkisinin her bir şirket nezdinde değerlendirilebileceği. Ayrıca şirketlerin varlıklarını elde etme tarihlerini dışardan kişilerin bilmesi mümkün olmadığından, muhtemel etki hakkında net bir değerlendirme yapılamayacağı ve ancak genel ifadeler kullanılabileceği yönünde. İkinci uyarı ise, enflasyon düzeltmesinin, en nihayetinde bir muhasebe uygulaması değişikliği olduğu. Dolayısıyla, bu uygulama, şirketin cirosu ve gerçekte elde ettiği kâr ya da zararı ortadan kaldırmayacak sadece enflasyonun etkilerinin ayrıştırılmasına ve şirketlerin reel kârlarına daha yakınsanmasını sağlayacak. Göker, tek bir endekse bağlı kalarak yapılacak düzeltmenin, tüm şirketler için aynı oranda etkin sonuç doğurmayacağını, dolayısıyla, enflasyon muhasebesinin şirketlerin enflasyondan arındırılmış gerçek kârlılığını görebilmek için girilen bir çaba olduğunun da altını çiziyor.

Borsa İstanbul’da Yıldız Pazar’da yer alan şirketleri ele aldığımızda duran varlıklarının öz kaynaklarına oranı en yüksek şirket Global Yatırım Holding olarak görülüyor. Şirketin duran varlıkları öz sermayesini yüzde 630’u bir diğer deyişle 6,3 katı mertebesinde. Bu nedenle enflasyon düzeltmesinden olumlu yönde en fazla etkilenecek şirket arasında ilk sıralarda yer alıyor. Yıldız Pazar’da duran varlıklarının öz sermayelerine oranı en yüksek 15 şirkete baktığımızda ikinci sırada yüzde 617’lik oran ile Anadolu Grubu Holding’i, üçüncü sırada yüzde 566 ile Biotrend Enerji’yi, dördüncü sırada yüzde 562 ile İzmir Demir Çelik’i ve beşinci sırada da yüzde 530 ile Sabancı Holding’i görüyoruz. Bu şirketlerin duran varlıkları ve öz sermayelerindeki enflasyon düzeltmesinden parasal gelir sağlamalarını beklemek doğru olabilir.

Enflasyon muhasebesinin, borsada işlem gören şirketler üzerindeki asıl etkilerinin piyasa çarpanları üzerinden olması bekleniyor. Görkem Göker, araştırma ekibinin paylaştığı raporda, bilançosunda yoğun miktarda parasal varlık taşıyan şirketlerin enflasyon düzeltmesi kaynaklı zarar yazmasını beklediklerini ve bunun da manşet net kârı düşürebileceğini vurgulayarak, manşet kârlardaki gerilemenin Fiyat/Kazanç (F/K) oranlarını yukarı çekebileceğini belirtiyor. Dolayısıyla, enflasyon düzeltmesi öncesi düşük F/K oranı ile ucuz bulunan bir şirket, enflasyon düzeltmesi sonrasında artan F/K’sı nedeniyle pahalı duruma gelebilecek.

Diğer taraftan bilançosunda parasal olmayan varlıkları fazla olan şirketler, enflasyon düzeltmesi kârı kaydedecekler ve bu da öz kaynaklarını artıracak. Artan öz kaynaklar ise, Piyasa Değeri/Defter Değeri (PD/DD) çarpanını enflasyon düzeltmesi öncesine göre düşürecek ve şirket değerinin azaldığı yönünde yorumlara yol açabilecek. Bunların yanı sıra, şirketlerin kredi kullanımıyla ilgili başvurulan temel finansal oranlarda da önemli değişiklikler olabilir. Şirketlerin öz sermayelerindeki artış nedeniyle Net Borç/Öz kaynak oranı gerilerken, kârlarında yaşanacak olası düşüşler yüzünden Net Borç/FAVÖK oranı yükselebilecek.

Stokları yüksek olanlara dikkat

TFG İstanbul Menkul Değerler Genel Müdürü Mete Yüksel enflasyon muhasebesinin gelir tablosu

Enflasyon muhasebesinin şirketleri nasıl etkileyeceği konusunda neredeyse en net durum bankacılık sektöründe görülüyor.

üzerindeki asıl etkisinin stoklar üzerinden olacağını söylüyor. Bilançonun aktif ve pasif tarafındaki düzeltmelerin işin kozmetik tarafı olduğunu ifade eden Mete Yüksel, “Bir şirkette önemli olan faiz, amortisman, vergi öncesi kârdır (FAVÖK). Daha önce biz operasyonel kârı çok yüksek zannettiğimiz pek çok şirkette aslında operasyonel kârın o kadar yüksek olmadığını hatta bazı şirketlerin operasyonel zarar ettiğini göreceğiz” diyor. Yüksel bununla ilgili şu örneği de veriyor: “10 liraya stoğu alıyorsunuz, 3 ay stokla çalışan bir şirketsiniz, sonra 13 liraya satıyorsunuz. Yüzde 30 kâr elde etmişçesine bir mali tabloda bunun kaydını gerçekleştirdiniz. ÜFE de o dönemde stoğun elde durduğu süre boyunca yüzde 40 arttı. Şimdi 10 liraya aldığınız stoğu 14 liradan değerliyorsunuz. Ama 13 liraya satmışsınız. Daha önce yüzde 30 kâr marjıyla çalışıp 3 lira kâr ettiğinizi zannederken kendinizi bir anda 14 liraya alıp 13 liraya satmak suretiyle 1 lira zarar elde etmiş şekilde bulabilirsiniz.” Enflasyon muhasebesinin üreten, stok tutan ve satan şirketlerin kârları üzerindeki etkisinin negatif olacağını belirten Mete Yüksel, kârlardaki düşüşün F/K ve Firma Değeri / FAVÖK çarpanlarına göre şirketlerin daha pahalı görünmesine yol açacağına dikkat çekti.

Stoklarla ilgili enflasyon düzeltmesinin şirketlerin brüt kâr marjlarında önemli değişikliklere neden olması bekleniyor. Görkem Göker, stoklarını uzun süre elde tutan şirketlerin, enflasyonist dönemlerde, brüt kâr marjlarında gözlemlenen iyileşmenin, enflasyon muhasebesi sonrası azalmasını beklediklerini belirtiyor. Stok maliyetlerine enflasyon etkisinin yansıtılmasıyla brüt kâr marjlarının yakın vadeli ortalamalardan ciddi bir şekilde ayrışabileceğini aktaran Göker’e göre, finansal tablolardaki değişim, mevcut mali tablolar üzerinden yapılan analizlerin ve ileriye yönelik tahminlerin gözden geçirilmesine neden olacak.

Stokları elde tutma sürelerine göre bir sıralama yaptığımızda BIST100 şirketleri içinde en uzun stok tutma süresinin 281,7 gün ile Hektaş’ta olduğu görülüyor. Otokar 192,3 gün ile ikinci, Aselsan 178,8 gün ile üçüncü, İmaş Makine 169,9 gün ile dördüncü, Ereğli Demir Çelik de 156,8 gün ile beşinci sırada yer alıyor. Bu şirketlerin kârlılığının hem stok elde tutmasının hem de stoklarının yüksekliği nedeniyle enflasyon muhasebesinden negatif etkilenmesi bekleniyor.

Öte yandan enflasyon muhasebesinden kârlılığı en fazla pozitif etkilenmesi beklenen şirketlerin başında EnerjiSA geliyor. EnerjiSA 8,7 gün ile BIST100 şirketleri arasında stok tutma süresi en düşük şirketlerin başında geliyor. Tofaş 26,6 gün ile ikinci, Ford Otomotiv 28,3 gün ile üçüncü, Yeo Teknoloji 29,3 gün ile dördüncü ve Doğan Holding de 31,9 gün ile beşinci sırada yer alıyor.

Bankalar enflasyon muhasebesinden negatif mi etkilenecek?

Enflasyon muhasebesinin şirketleri nasıl etkileyeceği konusunda neredeyse en net durum bankacılık sektöründe görülüyor. Görkem Göker, yaptıkları işin doğası gereği parasal değerlerinin çok fazla olmasının, bankaların enflasyon muhasebesi nedeniyle parasal kayıp tanımlamalarına ve manşet değerler üzerinden hesaplanan öz kaynak kârlılıklarının düşmesine neden olabileceğini aktarıyor. “Bankalar enflasyon muhasebesinden olumsuz etkilenecek” yorumlarının çokça yanlış anlaşıldığını belirten Göker, bu noktada ciddi bir kavram kargaşası yaşandığını vurguladı. Göker, tam tersi bir durumun söz konusu olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Enflasyon muhasebesi çok kabaca, şirketlerin kârını “reel” ve “reel olmayan” ayrımına tabi tutacak ve reel olmayan

kazançlar üzerinden vergi ödenmesinin önüne geçecek. Evet, enflasyon düzeltmesi yapılınca, bankalar, örneğin sanayi şirketlerine göre daha yüksek oranda “parasal kayıp” tanımlayacak ve kârları düşecek ama bu sayede de, daha az vergi ödeyecekler. Eğer ‘bankalar enflasyon muhasebesi nedeniyle zarar görecek’ yorumlarıyla kastedilen, bankaların net kârlarının gerilemesi ve öz kaynak getirilerinin azalmasıysa, şunu hatırlatmak lazım ki, bunun nedeni muhasebe değişikliği değil, enflasyonun bizatihi kendisi. Enflasyon muhasebesi, zaten fiiliyatta mevcut olan bu durumun göz önüne çıkmasını sağlayacak; yoksa ilave bir zarar getirmeyecek.”

2004 yılındaki ilk enflasyon muhasebesi uygulamasının bankalar üzerindeki etkisini de incelediklerini belirten Görkem Göker, altı büyük bankanın o dönem manşet net kârlarının enflasyon muhasebesi sonrası toplamda yüzde 32 civarı gerilediğini hesapladıklarını söylüyor. Göker buna karşılık 2004 yılı ile 2023 arasında çok büyük farklılıklar olduğunu da belirtiyor. Göker, en büyük farklılık olarak o dönemde bulunmayan TÜFE’ye endeksli tahvillere dikkat çekerek, “Her ne kadar parasal varlık olmaları nedeniyle net parasal pozisyon zararı içinde muhasebeleştirilecek olsa da TÜFE’ye endeksli tahviller üzerinden elde edilen faiz gelirleri nette banka kârlılıklarını desteklemeye devam edebilecektir” diyor. Göker, 2004 yılındaki enflasyon muhasebesi düzeltmesinin, yaklaşık 30 senelik yüksek enflasyon döneminin akabinde uygulanması ve uygulandığında da enflasyonun düşüşe geçmiş olmasının, bugünle karşılaştırıldığında farklılık gösteren ana hususlardan biri olduğunu da hatırlatıyor.

Enflasyon muhasebesinin benzer sonuçları günümüzde de görülüyor. 2022 yıl sonu mali tablolarında enflasyon düzeltmesi yapan GarantiBBVA ve İş Bankası’nda kârlar eridi. GarantiBBVA 2022 yıl sonu bilançosunda 58,5 milyar lira net kâr açıkladı. Enflasyon muhasebesi uyguladığında ise net kârı 15 milyar liraya geriledi. Enflasyon düzeltmesi yapılmış sonuçlara göre bankanın öz sermaye kârlılığı da yüzde 9,9’a geriledi. İş Bankası’nın da 2022 yıl sonu bilançosunda 61,5 milyar lira olan net kârı enflasyon düzeltmesi uygulandığında 47,9 milyar lira seviyesine indi. İş Bankası’nın öz sermaye kârlılığı da enflasyon muhasebesine göre yüzde 18,5 oldu. Akbank’ın 2022 yıl sonu mali tablolarında 60 milyar lira olan net karı enflasyon düzeltmesi yapılmış mali tablolarında 20,5 milyar liraya geriledi. Bu sonuçlar enflasyon muhasebesinin bankaların net kârı üzerinde büyük bir etki yaratacağını ortaya koyuyor. Tabi burada bankaların parasal olmayan varlıklarının miktarı bu etkide belirleyici olacak. TFG İstanbul Menkul Değerler Genel Müdürü Mete Yüksel, özel büyük bankaların mali tablolarının üç aşağı beş yukarı birbirine yakın şekilleneceğini söyledi. Mete Yüksel buna karşılık İş Bankası’nın Şişe Cam ve sigorta şirketleri gibi büyük iştiraklere sahip olmasından dolayı enflasyon muhasebesinden diğer bankalara göre daha az etkilenmesini bekliyor.

“TÜFE’ye endeksli tahviller üzerinden elde edilen faiz gelirleri nette banka karlılıklarını desteklemeye devam edecek”

İÇERIK

tr-tr

2023-10-19T07:00:00.0000000Z

2023-10-19T07:00:00.0000000Z

https://businessweektr.pressreader.com/article/282647512191593

C Görsel Yayinlar A.S - CINER MEDIA GROUP